İlk ay dolunay – İlham
İlk ay dolunay – İlham

İlk ay dolunay – İlham

Yüzümden düşen bin parça

Sırça köşkün çatısından

Geride kalan bir parça

Yaşamak bir can sıkıntısı

İliklerime kadar hissettiğim gerçeklik örgüsü

Bir güz düşün, hiç yazı olmamış

Bir gece düşün sabahı olmamış

Bırak, ay bile doğmamış

Dolunay.

—————————

Gözalaca tepesini döven hırçın dalgalar

Bilip de söylenemeyenler yürek dağlar

Ruhu özgür olanların meskeni dağlar

Ne kadar soğuk eserse essin

Daha çok çığ götürür bu dağlar

 

Hırçın dalgaların evi karadeniz

Aronyayı, meskenini bilen bendeniz

Dil, kültür, örf, anane bariz

Eğer kendini bilmezsen

Sorarlar bu ne lahana bu ne perhiz

 

Kadim sırların döngüsünde tepetaklak

Ağır ağır çıktığın merdivenlerden

Geldiğin yere dön bir bak

Saflığın, samimiyetin ve doğallığın meryemin sembolü

Beyaz Zambak

 

“Çok aradı gölgesini

Aşkı saran her yerini

Aşkı teni nefesi sesi

Renklerden en temizini

Kendini beğendi”

 

Ne serden geçerim ne de yârdan

Bir bekçi geçti bu diyardan

Beni karşı tutan neydi

Gözalaca tepesindeki yardan

Sığındım tek şey yaradan

 

**

Bir yardan aldı yaradan, bir yara.

Yaşadıkları bir yana

Bu kadim bir yolculuk, yara giden.

Orda başlar ve orda biter..

 

Bir yanıt yazın